21 Aralık 2011 Çarşamba

2011

Yılın son ayı olması sebebiyle yapılacaklar listesi bir hayli kabarık. Koşturup toparlamak, düzene koymak ve her yıl olduğu gibi bu yeni yıl için de planlar yapmak lazım. Bu yıl çok hızlı geçti benim için, hatta nasıl geçtiğini anlamadım bile desem doğru olur. Yine de dolu dolu olmasına seviniyorum. Yeni yıl ile ilgili dileklerimi paylaşacağım ayrı bir klişe yazım mutlaka olacak :)

Şimdilik Google'ın  bu aya sıkıştırılan ve yılın son eğitimi olan organizasyonu ile görüşlerimi paylaşmak istiyorum, ayrıntılara şuradan ulaşabilirsiniz.

10 Aralık 2011 Cumartesi

prestij, güvenilirlik ve uzmanlık


Güncel gelişmeler,  değişen algı süreçleri ve son dönem yaşanan gelişmeler hepimizin bildiği gibi etkilenme ve karar verme güdülerini değiştirmektedir.  Başka bir deyişle insanların kendi duygu ve davranışlarının, başkalarının varlığından etkilenişi bir gerçektir.  Peki bu nasıl olmaktadır? Bu sosyal etkileşim nasıl ortaya çıkmakta ve insanlar nasıl etkilenmektedir? Teorilere göre bireyler farklılıklarını ortaya çıkarmak isteseler de aslında benzer özellikler ortaya koymaktadırlar, bu da “sosyal etki”yi oluşturmaktadır.  Böylece sosyal etki sonucu ortaya çıkan gelişmelere ayak uydurma davranışı kişilerin benzerliğini ve dolayısıyla sosyal davranış düzenliliğini meydana getirmektedir. Tabi bu kadar basit değil. Bir insanın bir topluluğa uymasını ya da benzer bir davranışı sergilemesinin pek çok kriteri var.

Günümüzde iletişim olanaklarının son derece artmasıyla birlikte, hepimiz verilen mesajlardan oldukça etkilenmekteyiz. Bu noktada örnek verecek olursak sosyal medya bunun ciddi bir kaynağı olarak karşımıza çıkmakta. Biraz yorum yapınca buradaki esas nokta etkileyici iletişim aslında. Yani tanımlama çabası içerisine girersek uzmanların dediği gibi bir kaynaktan, bir hedefe yöneltilen ve tutum ve davranışları değiştirme amacı taşıyan haberleşme durumu! Tabi ki bir bireyin ya da kurumun tutumunu öyle bir çırpıda değiştiremezsiniz, bu nedenle esas adı etkileyici iletişim zaten. Bu noktada her zaman belirtildiği gibi “kim neyi kime nasıl iletiyor” sorusu devreye giren. Temel olarak incelediğimizde iletişime geçenin -kurum ya da kişi- prestij, uzmanlık ve güvenilirlik kriterleri ön plana çıkıyor yani bir saygınlık yaratmak oldukça önemli. Yine sosyal medyadan örnek verecek olursak Van Depremi sürecinde ortaya çıkan hareket döneminde “twitter fenomenleri”nin yapmış olduğu duyurular sayesinde büyük kuruluşlar dahil olmak üzere bir çok kişi yardım yapmaya başlamıştı. Peki duyuruları “twitter fenomenleri” yapmamış olsaydı bu hareketlenme büyük bir dalgaya dönüşebilir ve kurumları etkileyebilecek hale gelir miydi? Bu sorunun cevabını bilmek pek mümkün olmasa da twitter da fenomen olmanın getirdiği bir nevi prestij ve saygınlığın insanları etkilemedeki rolü kurumlar tarafından yadsınmayan bir gerçek olarak kabul edilmiş ve sosyal sorumluluklarını marka imajlarını korumada iyi bir şekilde yönetmişlerdir. Yine saygınlık kriteri üzerinden devam edersek yapılan araştırmalar kurumlar açısından da markanın saygınlığı ile hedef kitlede yaratılan tutum değişiminin doğrudan ilişkili olduğunu tespit etmiştir. Esas olan hedef kitlenin markayı sevmesi, hoşuna gitmesidir.  Öyle ki markanın hedef kitleyi direkt reklamlar veya sosyal medya aracılığı ile etkilemeye uğraştığı açıkça belli olduğu halde sanki bu etki severek kabul edilir.

Kısaca toparlamak gerekirse bir sosyal etki yaratabilmenin en önemli kriterleri uzmanlık, güvenilirlik, prestij ve beraberinde gelen saygınlıktır. Markalar bu kriterleri korudukları sürece hedef kitlesini etkileyebilir ve marka bilinirliğini devam ettirebilir.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Kendime Basın Açıklaması

Bir kaç zaman önce iyi bir blog kullanıcısıydım. 

Düşündüklerimi, hissettiklerimi hiç sakınmadan paylaşabiliyor, gelen yorumlarla keyifleniyor ve kendimce eğlenebiliyordum. sonra birden, kişisel düşüncelerimi tüm açıklığıyla ortaya serme fikri beni ürküttü! Tabi o zamanlar sosyal medya kendince patlamasını yapmamıştı ve bende bir blogun uzmanlık alanlarıyla ilgili olabileceği konusundan bir haberdim! Tamam biraz o dönemde yaptığım işin ve çalışma şeklimin bunları öğrenme konusundaki gecikmemin hafifletici sebepleri olduğunu kabul edebilirim ama ya öğrendikten sonra yine de okuyucu olarak kalmama ne demeli? Evet çok ayıp.

Herkes gibi benimde ilgimi çeken ve öğrenirken heyecan duyduğum konuları artık burada paylaşacağım.

Kendime duyurulur...